Page 17 - Kravat Fanzin Nisan 2016 Sayısı
P. 17

Avazı Çıkan Saat



            Kuşkunun uçurumlarında adımlarımı yan yan atarken,
            taşlar un ufak olup 8. yy.’dan kalma kum saatine dökülüyor
            ve akmaya başlıyor bir papazın geceye biçtiği zaman.


            Kimselerin bilmediği sahtelik çalkantıları güneşi doğurur,
            gün geçer, tükenirsiniz.


            Satır hizalarının birbirini ellerinden tutmadığı bu gece, yani

            her gece; o sarı ışığın altında dönüyorum ateş böceği misali.
            Ne vuslatı, ne de sonu var bu semazenvari halimin.
            Olmaması gereken gibi kurulan her cümle ile temizleniyor,
            gece gündüz. Tekerlemelerde dönmüyor dilim, bir saatlik ya
            da bir ömürlük dilim yine sentetik duvar boyalarımın ko-
            kusunda geçiyor. Dönüp masamda ne var ne yoksa topla-
            maya çalışıyorum; her şey açık kalmış yerli yerinde, bir o
            kadar da inadına düzen içinde. Kendimi buluyorum, dipsiz
            denizlerde geçen bir balığın hikâyesinde. Kumlara gömüp

            başımı, solungaçlarımı devekuşlarıyla bir tutuyorum.
            Ne de güzel gülümsüyor gözlerden, tüm olamamışlıklar.
            Kayıtsız kalmak artık benim mezhebim. Yazıyorum bunu
            defterin bir köşesine, hisseden sessizlikler...













                                            14
   12   13   14   15   16   17   18   19   20